10 Ocak 2019 Perşembe

Popüler Kültür Üzerine

Türk Dil Kurumu 20. yüzyılda başlayan ve 21. yüzyılda etkisini artıran popüler kültür kavramını, “belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilip, hızlı tüketilen kültürel öğelerin tamamı” şeklinde tanımlamıştır. Popüler kültür olarak bilinen yani yaşanılan dönemin meşhur olan öğeler bütünü bugün karşımıza, sosyal medya, müzik, sinema, moda anlayışı kapsamında kılık, kıyafet ve davranış biçimleri şeklinde çıkmaktadır. Popüler kültür diğer bir anlamda, sahip olunmayan özelliklerle yaşanan, taklit edilmiş hayatlar demektir. Tüketim çılgınlığı içerisinde yaşayan, sanal bir dünyaya hapsolmuş nesiller demektir.
Popüler kültür ekonomik, sosyal ve siyasal alanda akıl dışı etkiler göstermektedir. Ekonomik hayatta, daha az kumaş harcanmasına rağmen moda olan bir eteği daha pahalıya satar. Sosyal hayatta insanların inanmadığı, beğenmediği bir yaşam tarzını şekil ve gösteriş yönüyle yaşatır. Siyasal alanda insanın kendi aleyhine olan politikaları savunmasına, algı yönetimlerine maruz kalarak düşünce dünyasının tekelleşmesine sebep olur. Popüler kültürün tanımında iki kelime dikkatimizi çekmektedir. Bunlar, üretim ve tüketimdir. Popüler kültürün toplumun neredeyse tamamı tarafından tüketildiği bilinir fakat kimler tarafından üretildiği bilinmez, konuşulmaz ve asla gündem olmaz. Moda dünyası kimler tarafından yönetilir? Her dönem bilinmeyen kaynaklardan türeyen ve sosyal medya aracılığı ile milyonlara ulaşan ilginç davranış biçimleri nerede ve kimler tarafından kurgulanır bilinmez. Güzellik yarışmaları, popüler sanatçı ve müzisyenler, özel günler, yılbaşı eğlenceleri ve benzeri birçok akıl almaz aktivite nasıl milyonlar tarafından sahiplenilir hale getirilir? Popüler kültür nasıl bir anlayıştır ki, ihtiyaç olanın değil moda olanın tüketilmesini sağlar?


Popüler kültür o kadar güçlü hale gelmiştir ki milyonlarca insanı peşinden koşturup, aynı şekilde giyinip, aynı şarkıları dinlemelerini, aynı sinemaya gitmelerini sağlamaktadır. Her ne kadar popüler kültürü eleştirme durumunda olsak da organizasyon kabiliyeti ve etki alanına bakıp hayran kalmamak mümkün değil. Paris’te başlayan bir akımın ertesi günü İzmir’de görülmesi, Moskova’da giyilen bir kıyafetin Anadolu’da yaygınlaşması, Londra’da çıkan bir şarkıcının milyonlarca hayranının oluşması artık birkaç saat içerisinde gerçekleşebilmektedir. Galiba dünyanın artık kitlesel bir köy haline geldiğinin de farkına varmak lazım. Kitlelerin, kendilerine ulaştırılan herhangi bir şeyi hiçbir sorguya tabi tutmadan, bunun modern bir uyuşturucu olduğunun farkına varmadan sahiplenen bir tavır içerisine düştüklerini müşahede ediyoruz.
Bugün ülkemizde popüler kültürün hâkim olmadığı alan kalmamıştır. Piyango bileti satışlarının patlaması, her türlü ahlaksızlığın normal hale gelmesi, tesettür anlayışının modaya kurban edilmesi, sözüm ona muhafazakâr geçinen otellerin açık büfe yemeklerinde izlediğimiz israf, sosyal medya kullanımı, haksızlıklar karşısında tutunulan umursamaz tavır, iftiranın, karalama ve hakaretin siyasal kabiliyet olarak düşünülmesi, mutlak başarı odaklı, ahlaki vurgudan yoksun yetiştirilen nesiller bu hâkimiyetin etkisinin birer örneği olarak görülebilir.
Tüketim toplumu olmanın getirdiği en büyük tehlike başkalarının ürettiğini kullanmak, konuşmak, düşünmek ve yaşamaktır. Popüler kültürün gücü, yönümüzü batıya çevirmemizden, Avrupalılar gibi olmaya çalışmaktan, Amerikalıyı dost, Rusyalıyı ahbap görmekten kaynaklanmaktadır. İslâm dünyasına sırt döndükçe, yenilik ve gelişimi batı dünyasında aradıkça elimizde kalanı da kaybetmemiz kaçınılmazdır. Koşan elbet varır, arayan bulur ama nereye koşuyor ve nerede arıyoruz? Tarih boyunca bin kere yaşanılmış hataları tekrar ederek nasıl bir farklı sonuç çıkacağını hayal ediyoruz? Kuran’ın ayetlerinden ve Peygamberimizin (sav) hadislerinden bu kadar mı uzaklaştık? Popüler kültür tüketir, tükeniyoruz, bunu neden göremiyoruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder