27 Şubat 2021 Cumartesi

AYA GERÇEKTEN GİDİLDİMİ?


atmosfer olmayan yerde bayrağın dalgalanması

ay yüzeyinde yıldızların gözükmemesi

ay modülü ateşlendiği halde yakıcı kraterin olmaması

dünyadan ilk kalkışta çok güçlü roket lerin sesleri varken astronotların sesi nasıl duyuldu

gök kubbeyi yani radyosyon kuşağını nasıl geçebildiler

bu soruların tatmin edici cevapları yok









































26 Şubat 2021 Cuma

İSA PEYGAMBER EVLİMİYDİ ?

 Bazı araştırmalara göre de katolik kütaphanesinin kütüphaneye devşirilmiş izbelerinden yada mahzenlerinde sır gibi saklanan şey İsanın aslında Magdalı Meryem ile evlendiği ve ondan çoçuk edindiğiydi. Konuyu araştıran yeni akım hiristiyanlara ve dine mesafeli bakan araştırmacılara göre kilise bu bilgiyi boşa saklıyor değildi çünkü böyle bir gerçeğin ortaya çıkması başta katolik kilisesi olamak üzere hiristiyan inancını derinden sarsacaktı.Evlenmeme yemini eden papazlardan oluşan katolik kilisesi darbelerin en büyüğünü yiyecekti Üstelik İsa peygamberin evli ve çocuklu olması fazla insanı özellikler taşıdığından ötürü tanrının olduğu inancınada gölge düşürecekti.

kaynak Erkan Trükten     Deccal kitabı

CİHAD IN HİKMETLERİ VE AMACI

 İslama müslümanlara ve islam ülkelerine yapılacak tecavüzleri önlemek

İslami ve iştimai hayatın huzur ve hürriyetini korumak barışı ve emniyeti sağlamak

Zülum hakimiyetini ve sömürü sistemlerini yıkıp hak ve adelet düzenini yerleştirmek

Kimden gelirse ve kime karşı olursa yeryüzünde temel insan hak ve hirriyetlerine karşı yapılabilecek tecavüz ve saldırıları durduracak üstün bir güç ve sistem oluşturmak

İslamın herkese ve her yerde anlatılmasına gerçek bir söz ve fikir hürriyetinin oluşmasına mani olan engelleri ortadan kaldırmak

İnsanlığın yaratılış gayesine uygun adil ve dengeli ekonomik ve sosyal bir hukuk ve hayati sistemini kurmak ve yönetmek

Yeryüzünde fitne ve fesat odaklarını ortadan kaldırmak ve ilahi Kelimetullahı gerçekleştirmek gibi önemli hikmetleri ve genel hedefleri nedeniyle cüzzi ve geçici zararları sıkıntıları da olsa cihad üzerimize farz kılınmıştır.

24 Şubat 2021 Çarşamba

transhümanizim özetle

 İnsanların mevcut biyolojik standartlarının ötesine radikal bir biçimde geçmesini hedefleyen insandaki bütün fiziksel ve bilişsel değerlerin olağanın dışında geliştirilmesiyle insanların kendi yaşamının zorlaştıran her türlü proglemden arınmasıyla yaşlılık ve hastalık sorunlarının ortadan kaldırılmasıyla ilgilenen bu doğrultuda teknoloji ve bilimden faydalanılması ilke edinen uluslararası bir akım kültürel bir eylemdir 

İnsanların haz bombardımanına tutulması sahip oldukları biyolojik standardın dışarısına çıkıp özel güçler edinme isteklerini artırmaktadır genetik yapısı değişmiş değiştirilmiş kahramanların hikayelerinin beyaz perdede kendine yer bulması ile insanlar yaşamları boyunca belli evrelerde karşılaşmış oldukları güçlükleri akıllarına getirilerek başkalaştırılmış insan modeline zihinsel olarak alıştırılmaktadır.

Bu alıştırma henüz çocuklukta genetik modifikasyonu meşrulaştıran keşke benimde diyerek başlayan ve yapardım ile son bulan cümleler kurulmasına sebep olmaktadır.Süper kahramanlar insanı gelecekte şeytani zeka tarafından trende dönüştürülmesi düşünülen modifiye edilmiş insan akımına hazırlamaktadır.hazırlanan zihinsel alt yapı ile transhümanizim akımı aranan kan bulundu deyimi ile pek güzel uyuşan bir avantaja şimdiden sahiptir.açıktır ki zihin karargahının tatlı şekere büründürülmüş kara propagandayla ele geçirilmesi neticesinde insanlar sahip oldukları vasıfları küçümseyerek insan olma duygusundan uzaklaşma ve başkalaşma seyrinde hız kazanmaktadır transhümanist düşünürler kafalarındaki üstün ırka ulaşmak için insanı geliştirme adıyla kurulan bilim projelerini ve gelişen teknolojinin karabilim e dönüşerek ortaya sunduğu şeytani potansiyelin güya avantajlı şonuçlarını adeta gülücük dağıtır gibi ortaya atıyorlar

kaynak  Erkan Trükten    Deccal adlı kitabından

22 Şubat 2021 Pazartesi

amerikan vanity fair dergisinin türkiye yorumu

 Türkiye klinik deneylerin en fazla yapıldığı ülke burada denekler daha ucuz ve bilinçsiz olduğu için tehlikeli ilaçlar rahatlıkla test ediliyor ilaç denendiğini bilmiyen insanlar tedavi gördüğünü düşünüyor 

korona ve otopsi hakkında

 Hamburg üniversitesi hastanesi raporu koronadan öldüğü bildirilen 600 ceset üzerinden yapılan otopsi sonucunda  bunların sadece %1 inin koronadan öldüğü tespit edildi https t.co kv2G9iw4S

uzun süre maske kullanımın zararları

 natuel news com 2021.01

çalışma: uzun süreli maske kullanımı akciğerlere sızan ve ileri evre akciğer kanserine katkıda bulunan mikropları doğurur 

BBC NEWS AŞI HABERİ

https  t.co dpUoeFVh

130 ülkeye bir doz aşı bile gitmezken bizde dağ tepe demeden insanlara aşı vurmaya koşuluyor 

BBC NEWS TÜRKÇE

10 ülke covit aşılarının yüzde yetmiş beşini aldı 130 ülkede aşı yok

21 Şubat 2021 Pazar

AVRUPADA YAHUDİ DÜŞMANLIĞININ ORTAYA ÇIKIŞ SEBEBİ

 İngilterenin norman kralı 1028-1087 döneminde 1066 dan itibaren yahudi kolonileri İngiltereye yerleşmeye başladı

İngiliz kilisesi Hiristiyanlara borç verip üzerine faiz almayı yasakladığı için bundan sadece Yahudiler muaf tutulmuş borç para faiz işi Yahudi bankerlere bırakılmıştı zaman içinde Yahudiler bu alanda tekel olduklarının haricinde pek çok alanda İngilterenin ticari hayatını ele geçirdiler bunun karşılığında Yahudiler çok ağır vergiler ödüyordu

Yahudiler İngilterede kaldıkları 220 yılı aşkın bu dönem içinde İngiliz halkı nezdinde açgözlü ve acımasız olarak hem halkın hem kilisenin tepkisini çekmiş ti neticede gerek İngilterede gerek Avrupada çok sert bir Yahudi düşmanlığı bu dönemde ortaya çıktı.

UYDULARIN ÖNEMİ HAKKINDA

 Uydular küresel bir askeri varlığın koordinasyonu içinde önem taşımaktadır modern küresel savaşlar verilerin elde edilmesi ve onların gerçek zamanlı olarak harekete geçirilip kullanılması gerektirmektedir bu gereksinim büyük oranda uydularla bağımlıdır uydular olan bitenin görülmesi için gerekli sensörleri sağlarken aktarım yetenekleri bu verilerin dağıtılmasına hizmet eder.

Bununla beraber uyduların savunulması zorlu bir görev olmaya devam ediyor uydusavar füzelere ek olarak uyduların körleştirilmesi ve yayının bozulması da mümkündür 

kaynak   Hakan Yılmaz Çebi    son işgal

çin devletinin uzay çalışmaları

 Uzayın anlamı uyduların ötesine geçmektedir .teknolojik ilerlemeler ve gelişim gelecekte uzayın kaynak gelişimine katılmak isteyen ülkeler açısından gereklidir .

Çin in uzay proglamı resmi olarak 1958 yılında başladı pekin 1970 yılında ilk yer yörüngeli uydusunu fırlattı ve 1990 lı yıllarda uydu fırlatma anlamında bir dizi aksaklık yaşandıktan sonra ilk insanlı misyonunu 2003 yılında gerçekleştirdi 

Son misyonu olan Shenzhou 10 uzayda kenetlenme kapasitesinin test edilmesi sürecinin bir parçası olarak Tiangong 1 ile gönderildi bu muhtemelen 2020 li yıllar için planlanan Çin in kendi tam teşekküllü uzay istasyonuyla sonuçlanacak olan proglamın parçası olan küçük bir uzay modülüydü .

kaynak  Hakan Yılmaz Çebi    son işgal

17 Şubat 2021 Çarşamba

SEZARIN HAKKINI SEZARA VERMEK(tarihçesi)

 Hz İsa insanlara tanrının krallığından bahsederken ferisiler onun yanına gelir bunlar bir yahudi tahrikatıdır ve Hz İsayı tuzağa düşürmek istemektedirler yaptıkları plana göre ona bir soru soracaklar ve sözde onu zor duruma sokacaklardır kutsal yasaya göre Sezara vergi vermelimiyiz 

Hz İsa hayır derse Romalılar onu halkı isyana teşvik ettiği için tutukluyacaklardır evet der ise onu dinleyen cemaat pagan bir devlete vergi verilmesini onayladığı için ondan uzaklaşacaklardır 

Hz İsaya bu soruyu sorarlar aldıkları cevap beklemedikleri türdendir Hz İsa ey iki yüzlüler beni neden deniyorsunuz vergi verilken ödediğiniz parayı gösterin bana der onlarda bir roma dinarı gösterirler sonra hz İsa bu resim bu yazı kimin diye sorar onlarda Sezarın derler sonra Hz İsa o meşhur cümleyi kurar öyleyse Sezarın hakkını sezara tanrının hakkını Tanrıya verin

NASİPLER DÖRT TÜRLÜDÜR

 Birincisi yaradılışla ilgili olanlardır  haramlar

İkincisi şeriatla ilgili olanlardır mubahlar ve helaller

Üçüncüsü emirle gelen nasiplerdir velayet hali ve hevanın terki

Dördüncüsü lütüfla gelen nasipleridr iradenin yok olması hali ve abdallığın husulu meydana gelen bu hal hakkın fiili olan kaderle kaim olan bir murattır buda ilim ve hakkaniyetle insaf halidir bir kimse ancak bu makama eriştiğinde gerçekten salih diye isimlendirilir 

kaynak Abdülkadir Geylani

16 Şubat 2021 Salı

MATBAANIN MUCİDİ GUTENBERG MİYDİ

 Avrupa da hareketli metal tipte matbaanın icadı genellikle Gutenberg e izafe edilmektedir tıpkı buhar makinasının (james watt)) a izafe edildiği gibi. Ne varki watt buhar makinasını icad etmş olmayıp onu neredeyse yeni bir icad denilecek kadar mükemmelleştirmiştir .Guterberg in matbaası için yaptığı da aynıdır. O matbaa makinasına pratik ve bilimsel temel kazandıran ilk insandır 

kaynak  Daniel B. Updike 

HANSEL VE GRETEL MASALI NEYİ ANLATIR

 Bu masalda ihtiyar kadının cadıyı temsil etmesi ve yanarak can vermesi tamamıyla ortaçağda batıda yaşamış olan engizisyon zülmuyle paralellik göstermektedir. Üvey annede daima dışarıdan aile içine girmiş kötülük unsurunu simgelemektedir.

AVRUPADA YAMYAMLIK VARMIYDI

 18. asrın sonlarına kadar yaygın olarak insan vücudu şifalı bir ilaç olarak kabul edilirdi.En meşhur tedavileri et kan kemik ve bazı insan kafataslarında bulunan bir çeşit yosundu.

kaynak  Richard Sugg

Çoğunlukla ortaçağ usulu bir tedavi kılığında meşru gösterilmeye çalışan tıbbi yamyamlık tamda modern İngiltere tarihinin sosyal ve bilimsel devrimlerinin zirveye çıktığı bir çağda gerçekleşti.

kaynak  Richard Sugg

15 Şubat 2021 Pazartesi

AVRUPA KİMLERDEN OLUŞMUŞTUR

 Yahudi hiristiyan dinine mensup topluluklar rus-slav islam türk medeniyetlerinden oluşan nufüslarla beraber Avrupayı oluşturmuşlardır.

bela ile imtihan olmak

 bazen işenen günah ve cürümlerden ötürü

bazen işlediği günahlarının kefaleti olarak

bazende derecelerinin yükseltilmesi maksatlı insan bela ile imtihan edilir


13 Şubat 2021 Cumartesi

TIP DA İKİ FARKLI YÖNTEM

Tıp da  iki farklı bakış açısı vardır 

1 Önleyici koruyucu tıp

2 İyileştirici tedavi edici tıp

önleyici koruyucu tıp toplumsal sağlıkla ilgilidir

iyileştirici tedavi edici tıp endüstriyel yöntemdir sadece beden le ilgilidir 

12 Şubat 2021 Cuma

KURAN NEDEN YAŞAM KLAVUZUDUR (A HARFİNE GÖRE)

 Kuarı kerimin içinde a harfine göre geçen konular

abdest

adalet

adam öldürmek

ad kavimi                                                         

adem (a.s)

adet görme

afetmek

ahde vefa

ahiret günü

ahlak

ahmet

aile

akıl

akit

akraba

alay etmek

allaha teslimiyet

allaha tevekkül

allahın birliği allahın bize yakınlığı

allahın emirleri

alahın fazlı

allahın kudreti

allahın nuru

allahın varlığı

allahın vekil kulları

allahın sıfatları

allah korkusu

allahın sevgisi

aldanmak

amel defteri

amel terazisi

amelsiz ilim

andlaşma

ara bulma

arafat

araplar

arş

at beslemek

atlar

ashabı ı kehf

aybaşı hali

azer

azgınlık


9 Şubat 2021 Salı

NECMETTİN ERBAKANIN DİĞER SİYASETÇİLERDEN FARKI

 Döneminin üstün zekalısı

Konuşma üslubunun  zarifliği bakımından şimdi bile rakipsiz tek kişi

İslami bilgisi oldukça yüksek özel islami ilimlerde özel eğitimli

Payidat ve kurtlar vadisinde geçen olayları anlatıyordu

Kimse bahsetmezken siyonizmi türkiye ondan öğrendi demek yanlış olmaz

İslam birliğini kuran kişi dir

Ağır sanayi hamlesi başlatmıştır

Devrim arabasının imalatında bulunmuştur

İlk defa para baronlarına darbe vurup devletin parasını havuzda toplamıştır

Önce ahlak ve maneviyat demiştir

Şu anki silah teknolojimizin temellerini atmıştır.




7 Şubat 2021 Pazar

TELEVİZYONUN OLUMSUZ ETKİLERİ

 Televizyonun olumsuz özellikleri ana hatlarıyla sayılacak olursa bunlar; sal­dırganlık, pasifleştirme, tüketime teşvik etme, olumsuz yönlendirme, kültürel yozlaştırma, cinsel duygulan tahrik etme ve zararlı alışkanlıklara teşvik etme baş- lıklan altında toplanabilir.

Çağımızın en önemli kitle iletişim araçlarının başmda gelen televizyon, ha­yatımızın her alanında kendi varlığını çok açık bir biçimde hissettirmektedir. Bi­reysel ve toplumsal yaşamı bu kadar fazla etkileyen bu araca karşı, olumlu ve olumsuz yönde çeşitli eleştiriler getirilmiştir.

Televizyonla ilgili olarak ortaya konulan ilk husus, birey ve toplumun geli­şimi adına, onun önemli bir misyona sahip olduğudur. Aslında bu, televizyonun icadının da temelini oluşturmaktadır. İlk kullanılmaya başlandığı yıllarda televiz­yon, toplumun ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre çeşitli işlevler üstlenmiştir. Bunlar ana hatlanyla haber verme, eğitme, eğlendirme, toplumsallaştırma, kültür aktarma olarak sayılabilir. Her ülke televizyonunu, ihtiyaçları doğrultusunda kul­lanmıştır. Kimisi televizyonu eğitimde yardımcı bir araç olarak kullanırken, ki­misi onu eğlendirme, kültürünü bir sonraki nesle aktarma veya bireylerin toplum­sallaşmasına katkı sağlayan bir araç olarak kullanmıştır. Bu sayılanlar, televizyo­nun asıl yerine getirmek istediği temel görevlerdir.

Ne yazık ki televizyon, zamanla asıl üstlenmesi gereken görevlerden uzak­laşmış, endüstri ve sanayi toplumunun gelişimiyle birlikte tamamen çıkar amaç­lı olarak kullanılmaya başlanmıştır. İşte televizyona getirilen olumsuz eleştiriler de tam bu noktada odaklaşmaktadır. Sermaye sahiplerinin aym zamanda birer te­levizyon sahibi olmaları, televizyonu kendi çıkarları uğruna, gerçek amacının dı­şında kullanılmaya götürmüştür. Sonuçta televizyon, sosyal yapıyı olumsuz bir biçimde etkilemeye başlamıştır. Televizyona yöneltilen olumsuz eleştiriler, daha çok onun sosyal boyutu ile alâkalıdır, iletişim uzmanları televizyonun topluma yönelik olumsuz etkilerini şu şekilde ortaya koymaktadırlar: Bireylerin saldırgan­lık duygularını artırma, pasifleştirme, tüketime teşvik etme, yönlendirme, kültü­rel yozlaştırma, cinsel duyguları tahrik etme ve bireyleri zararlı alışkanlıklara teşvik etme.

Şüphesiz televizyonun asli fonksiyonuna yeniden kavuşabilmesi için en bü­yük görev program yapımcılarına düşmektedir. Yapımcılar, program yapımında toplumsal teamülleri göz önünde bulundurmalıdırlar. Toplumun ihtiyaçları, bek­lentileri, kültürel yapısı ve ahlâki değerlerini göz önüne alarak, buna uygun prog­ramlar yapmalıdırlar..

Televizyonun zararlı yayınlar yapmasını önlemede devlete büyük görevler düşmektedir. Devletin temel görevlerinden bir tanesi; zihin ve ruh sağlığı yerin­de bireyler yetiştirmek olduğuna göre, televizyonlarda özellikle gençlerin zihin­sel ve ruhsal yapılarını olumsuz yönde etkileyen programlar yayınlandığında, so­rumlular uyarılmalı veya ileri aşamada programın yayını engellenmelidir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kendisine verilen yetki çerçevesinde yayınla­rı, devletin yüklendiği bu misyon gereği sıkı bir şekilde takip etmeli ve gerekli kurallara uymayanları cezalandırmalıdır. Aynca verilen cezaların da caydıncı ol­ması, olumsuz yaym yapımım engellemede önleyici bir başka unsur olabilir.

Televizyonun olumsuz etkilerinden korunmak için önlemlerin sadece devlet ve program yapımcıları tarafından alınmasını beklemek, bir nevi sorumluluktan kaçmak anlamına gelmektedir. Televizyonun olumsuz etkilerinin en çok hissedil­diği yer ailedir. Bu nedenle ailede anne ve babalar, televizyonun zararlarım ilk önce kendileri bilip bunu ortadan kaldırmak için çaba göstermelidirler. Aynca çocuklarını televizyonun zararlı etkisinden korumak için onlara televizyon izle­meyi yasaklamak yerine, televizyonun zararlarım anlatmalı ve uygulamaları ile de bunu desteklemelidirler.

Aileler televizyon izlerken uygunsuz yaym yapan kanalları izlememeli, bu konuda seçici davranmalıdırlar. Bunun yanı sıra uygunsuz ve zararlı yaym yapan kanalları yetkili mercilere şikayet ederek ve başka şekillerde kamuoyu oluştura­rak, aktif bir biçimde tepki göstermelidirler. Bütün bunlar televizyon kanallarının zararlı ve uygunsuz yayınlarım önlemede birer araçtırlar.

Ayrıca televizyon kanallarının yaptığı zararlı yayınlarım önlemede, sivil toplum örgütlerine de büyük görevler düşmektedir. Bu örgütler, halkın televizyon yayınlannm zararları konusunda eğitilmesinde ve bireysel ve toplumsal bilincin oluşturulmasında etkili olabilirler. Ancak burada esas olarak belirtilmesi gereken husus şudur: Televizyonun zararları konusunda, yukarıda sayılan kurum ve kuru­luşlar ortak bir sorumluluk üstlenmeli ve bu sorumluluğu el birliği ile yerine ge­tirmeye çalışmalıdırlar. Aksi takdirde birinin yaptığı tek başına yeterli olmaya­caktır.


OPUS DEİ HAKKINDA KISA BİLGİ

 Beş kıtada 575 üniversite ve yüksekokl 200 kolej 604 gazete ve dergi 52 radyo ve tv kanalı bu bilgiler 1979 yılında opus dei üyesi Alvaro del portillo dan tarafından alınmıştır


6 Şubat 2021 Cumartesi

kovid testlerinde gizlenen gerçekler

 Pcr testinin nobel ödüllü mucidi Kary b mulls  

Viral yük testlerinin aslında kandaki virüslerin sayısını saydığına dair yaygın bir yanlış izlenim olsada bu testler bulaşıcı vürisleri hiç bir şekilde tespit edemez testler sadece viüislerin genetik dizilerini tespit edebilir 

www.virus myth.com/aids

TUZLU SU VE İYOTLU SU İLE COVİD 19 TEDAVİSİ

 Kulak burun boğaz uzmanlarının  yapmış oldukları son çalışmalarda özelikle iyotlu suyla da gargara yapılmasının yada iyotlu suyun burna sıkılarak burnun yıkanmasının sonucu sars cov 2-covid 19 vürüs yükünün azaldığı gerek labratuvar gerek randomizle kilinik araştırmalarla açıklanmıştır 

Bu bağlamda aynı kbb araştırmacıları ayrıca sars cov 2 covit 19 testi yüksek derecede pozitif bulunan kişilerde tuzlu suyla burun yıkanmasının yada burna tuzlu su çekilmesinin pandemi süresinde vürislerin sayı ve yoğunluğunu azalttığı bildirmişlerdir bu hastaların hiç birinin hastaneye yatmadıkları ve yalnız tuzlu su ile burunları yıkamaları sonucunda testlerinin negatif çıktığı bildirilmiştir.

kaynak  Canan Karatay

5 Şubat 2021 Cuma

DİYET MEŞRUBAT GERÇEĞİ

Kola gazoz meyveli gazoz gibi sağlıklı olduğu iddasıyla pazarlanan diyet meşrubat diyabetiklerde körlüğe kadar gidebilen proliratif retinopati riskini arttırabiliyor bu risk diyabetik olmayanlar içinde muhtemelen geçerlidir gözünüzü dört açın meşrubattan uzak durun

Kaynak Dr Ahmet Rasim Küçükusta

2020 yılında türkiyenin atılımları

 1 Ayasofya ibadete açıldı

2 Karadenizde doğalgaz rezervi bulundu

 3  Kapalı Maraş açıldı

4   Formula 1 Türkiye ye döndü

5  Lityum pil üretildi

4 Şubat 2021 Perşembe

ALLAH DEVLETİN SAHİBİMİ ?

 Allahın 99 sıfatından biri el Melik yani kraldır tıpkı bir devlet başkanı gibi kuranda Allah Malikul Mülk yani devletin sahibi şeklinde anılmaktadır mülk ve melik kelimeleri aynı kökten gelir mülk devlet demektir melik ise devletin sahibi olan kraldır bütün ilahi metinlere göre köleler yani kullar sadece tanrıya aittir ve ondan başka herhangi bir kimseye köle olmaları şiddetle yasaklanmıştır bu insanların özgürleşmesi anlamına gelir 

Kuranda ise defalarca kez Allah ın hükmünde ortağı olmadığı söylenerek bunun aksini uygulamanın şirk olduğundan bahseder 

Yeryüzünde köleliğin olmadığı dolayısıyla hükümetlerin ve hükümdarların ortadan kalktığı ve bügünki düzene alternatif olarak insanlara hizmet ve adalet dağıtan bir devlet anlayışının getirilmesi gerekrililiğine dair bilgileri ilahi metinlerde görüyoruz üstelik söz konusu devletin dünya üzerinde mutlaka kurulacağına dair bu iddayı aynı metinlerde okuyoruz hatta bu devletin yapısal özelliklerine işleyişine ve ekonomisine dair bilgilerin bile aktarıldığını bile görüyoruz .

AMERİKADAN ÇİN E YAHUDİ SERMAYESİNİN TRANSFERİ NEDENLERİ

 Abd de yahudi düşmanlığının artması

Yahudinin  artık Abd de kendini saklıyamaz olması

Batıdaki mali krizin yahudiyi de vurması

Üretim için işçilik ve fabrika kurulumu çok uygun olması

Çin de kayıtsız ve zorla çalıştırılan işçilerin olması maliyetleri düşmesi

Çin in hammadde kaynağı Doğu Türkistandır ve Doğu Türkistan işgal altındadır.


3 Şubat 2021 Çarşamba

PANTEİZM NEDİR

 Kabala veya vahdet i Vücut deyin evren ile tanrıyı bir ve aynı sayan öğretilerin ve inanç sistemlerinin genel adına panteizim deniyor.

TÜM DÜNYANIN SIRTINDAKİ VERGİ

 Hazine bonoları dünyanın para temeline eklemlendiği nispette geri ödemek mecburiyetinde kalmayacak sonsuza kadar elden ele devredecektir bu özellik Abd nin küresel serbest piyasa serbest finansal macerasının özüdür bütün dünyanın sırtına yüklenmiş bir vergidir

1 Şubat 2021 Pazartesi

Batıniliğin dinî ve siyasî yönü

 Batınîyye, “nassların zahirî manalarının olmadığını, batını ve tevili olduğunu, bunu da Allah’la irtibat kurabilen masum İmam’ın bileceğini iddia eden” fırkaya verilen isimdir. İran, Irak, Horasan, Suriye, Bahreyn ve Hindistan gibi birçok İslâm diyarında muhtelif isim ve görüşlerle ortaya çıkmıştır.

Batınîyye’nin sapkınlığı o kadar fazladır ki, hangi konuda hangi sapkın fırkayla birlikte olduğunu tespit uğraş gerektirmektedir. Batınîyye’nin “İsmâiliyye, Seb‘iyye, Ta‘lîmiyye, İbâhiyye, Mazdekiyye, Bâbekiyye, Zenâdıka, Melâhide, Karâmita, Nâsıriyye, Nusayriyye, Dürziyye, Sabbâhiyye, Muhammire, Hürremiyye” gibi birçok sapkın fırkadan izler taşıdığı görülmektedir. Ancak, Batıniler genel olarak Karmatî ve İsmailî adlarıyla bilinmektedir.

Batinîyye tabiri, erken dönem kaynaklarında geçmez. Bu tabirin kullanılmaya başlanması hicri 4’üncü asrın ilk yarısındadır. Bu da erken dönemde böyle bir fitnenin baş göstermediğine delâlet eder.

Batinîyye hakkındaki bilgiler, genellikle bunlara karşı yapılan reddiyelerden ve Batinîliği benimsedikten sonra terk eden “dâiler”in yazdığı kitaplardan anlaşılmaktadır. Bâtinîler kendilerini gizlediklerinden bunlar hakkındaki bilgiler ve bunlara verilen isimler de farklılık göstermektedir.

Batınîyye hareketinin nasıl ve kimler tarafından başlatıldığı konusunda değişik görüşler bulunmaktadır. Bazı Batıniler Cafer-i Sadık zamanında bizzat onun tarafından başlatıldığını iddia etmektedir. Bazı araştırmacılar ise Batınîyye’yi Yeni Eflâtunculuk ve Yeni Pisagorculuktan etkilendiğini iddia etmektedir. Ehl-i Sünnet âlimleri Batınîyye’nin Mecusîlik, Sâbiîlik ve Yahudilikten etkilendiğini iddia etmektedir. Ehl-i Sünnet âlimlerinden Abdülkahir el-Bağdadî “el-Fark Beynel Fırak” adlı eserinde bu zümrenin İslâm ümmetinden olmadığını söyler. Zira İslâm uleması da Batinîyye’yi Müslüman değil, Mecusî olarak tanımlamıştır.

Bâtinîyye’nin sapkın görüşlerinden birisi “ Kur’an’ın lafız ve mana yönüyle İlahî” olmadığını iddiadır. Batınîyye’nin temel inancı imamet üzerine kurulmuştur. İmam’a inanmak her şeyi çözmektedir. İmamı tanıyan kimse büyük günahları işlese de günaha girmez. Yine tenasüh, rec’at (Hz. Ali’nin ölmediğini, tekrar geleceğini iddia), insanı ilahlaştırma, hakikatin ancak gizli bir imamın tâlimiyle öğrenileceğini iddia, İslâm’ın haram kıldığı şeyleri helal sayma, âlemin yaratılışını inkâr, kadınların erkekler tarafından ortak kullanılabileceğini iddia, ahiret hayatını inkâr gibi sapkın inanışları bu fırkanın İslâm dışı sapkın bir fırka olduğunu göstermektedir.

Batıniler, itikâdî olarak İslâm tarihinde pek etkili olamamışlardır. Zira bu kadar sapkın ve İslâm dışı bir fırkanın Müslümanların zihinlerinde etki uyandırması oldukça zordur. Aşırı Şiilerce kabul görmüş olsa da Mutezile ve ılımlı Şiiler tarafından dahi İslâm dışı olarak görülmüştür. Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat, baştan beri bu fırkanın Müslüman olmadığında hemfikirdir.

Batınîyye, sadece dinî ve felsefî yönüyle değil siyasî yönüyle de ön plana çıkmış, gizli bir teşkilat olarak özellikle Sünnî Abbasî ve Büyük Selçuklu Devleti zamanında devlet adamlarına ve âlimlere musallat olmuş, suikastlar düzenlemiş bir teşkilattır.

Büyük Selçuklu Devleti’nin, Abbasîlerle yakın ilişki içinde olması ve İslâm dünyasının liderliğini üstlenmesinden dolayı Şii Fâtimîler ve Büveyhîlerle mücadele etmiştir. Fâtimîler ise Batıniliğin koruyuculuğunu üstlenmiştir. Bu sebeple Büyük Selçuklu Devleti’nin Batınilerle mücadelesi hem dinî, hem de siyasîdir.

Selçukluların Şiilikle mücadelesi, Tuğrul Bey döneminde başlamış, Sultan Alparslan döneminde devam etmiştir. Sultan Alparslan, devlet teşkilatında Hanefi ve Şafii mezhebine mensup kişileri istihdam etmeye özen göstermiştir. Ancak Alparslan’ın Nizâmü’l-Mülk’ün karşı çıkmasına rağmen istihbarat teşkilatını dağıtması, Batınilerin devlete sızmasına zemin hazırlamıştır.

Fatımîlerin Mısır’daki el-Ezher Medresesi marifetiyle Şiiliği yayması ve Dârü’l-Hikme adıyla yeni oluşum kurmaları üzerine Nizâmü’l-Mülk bu ifsada karşı Sultan Melikşah döneminde Bağdat’ta Nizamiye Medresesi’ni inşa ettirerek Sünnî akideyi güçlendirmeyi hedeflemiştir. Ancak Hasan Sabbah’ın liderliğindeki Batıniler, özelikle Büyük Selçuklu Devleti’ndeki devlet adamları ve Sünni âlimlere karşı suikastlar tertip etmiştir.