2 Ocak 2019 Çarşamba

insan ve fetih

Bismillahirrahmanirrahim
Hamdımız âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Cenabı Allah’adır. Salâtımız ve selamımız ise Peygamberimiz, âli ve sahabeleri içindir.
İnkâr, manevi hastalıklardandır ve gerçeğin üzerini örtmek ve onu yok saymaktır. Cenabı Allah’ın ilahlığını reddetmek, verdiği nimetlere nankörlük etmek inkârdır. İnkârcılara göre insan yaratılmış değildir. Hâlbuki insan: Cenabı Allah’ın azametinden dolayı yarattığı, ruh ve bedenden meydana gelen, yaratılmışların en şereflisi ve teklif ettiği emaneti yüklenen yeryüzündeki halifesidir. Kabul edilmesi gereken gerçek budur. Buna iman denir. Bunun dışındaki iddiaların, nazariyelerin hiçbir kıymeti ve değeri yoktur ve bu olumsuz görüşler materyalistlerin uydurduğu hurafeden başka bir şey değildir. İnsan yaratılmıştır ve ilk insan Hz Âdem’dir. Hz. Âdem ilkel bir varlık olarak değil, medeni ve mükemmel bir varlık olarak yaratılmıştır. Okur ve yazardır. Aynı zamanda ilk peygamberdir ve kendisine kitap olarak “on sahife” indirilmiştir. İlk insan aynı zamanda ilk Müslüman’dır. İslam ve İnsanlık tarihi; Hz. Âdem (A.S.)’in yaratıldığı andan itibaren başlar. İslam; insanlık tarihinin tek hak dinidir. Diğer dinlerin tamamı, sonradan meydana gelen sapmalardır. ALİ İMRAN 85: “Kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” Tarihte İslam’dan kopan ve başka ilahlara tapınan ilk kavim Hz Nuh’un kavmidir. Şirkten tevhide dönmemekte inat eden Nuh kavmi “tufan” ile helak olup gittiler. Tufan aynı zamanda yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.


HZ İBRAHİM

Nuh tufanından yaklaşık 2000 yıl sonra, Nemrut ve kavmine Hz İbrahim (A.S.) peygamber olarak gönderilmiştir. Hz İbrahim; Babil’den Ur şehrine, Ur’dan Harran’a, Harran’dan Şam’a, Şam’dan Kahire’ye, Kahire’den Filistin’e, Filistin’den Mekke’ye uzanan büyük bir mücadelenin adıdır. Sare ve İshak, Hacer ve İsmail; iki eş ve iki oğul… İbrahim (A.S.); eşi Hacer ve oğlu İsmail’i fethin şehri Mekke’ye yerleştirir. Mekke, yeniden kurulur. Kâbe, yeniden inşa edilir. İbrahim’dir, insanlığa önder yapılan… İbrahim ve İsmail itaat eden iki kuldur. Hz Muhammet (S.A.S.) ve ümmeti, İbrahim ve İsmail’in kabul edilmiş duasıdır. İşte bu peygamber ve ümmet Mekke’yi fethedecek olan, peygamber ve ümmet olacaktır.

MÜCADELE

İslamsız yaşanan hayatlar karanlık, berbat ve rezil bir hayattır. Nice peygamberler gelmiştir, insanları İslam ile ıslah etmiştir. ALİ İMRAN 146: “Nice peygamberler gelip geçti ki onlarla beraber birçok bilginler savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelen (belalardan) dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, (düşmana) boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.” Şeytan ise İslam yolunun üzerine oturmuş ve nice kavimleri ifsat etmiştir. Bu bir yapanlar ile yıkanların mücadelesidir. Yapanlar peygamberler, yıkanlar ise şeytanlardır. Yakup ve Yusuf, Musa ve Harun peygamberler gelip geçti dünyadan, onlara karşı direnen Firavunlar, Hamanlar, Karunlar, Samiriler, Belamlar inkârın karanlığında boğuldular. Davut, Süleyman, Yahya, Zekeriya peygamberler cihana nam saldılar, imanın, sabır ve sadakatin örneği oldular, onlara düşmanlık edenler ise unutuldular…
İsa (A.S.);  doğrulayan ve müjdeleyen bir peygamber olarak geldi. Fakat söylediği gerçekler karşısında acze düşenler, “Bu apaçık bir büyücüdür” dediler.

FETRET DÖNEMİ

Tevrat'ı doğrulayan ve kendisinden sonra gelecek “Ahmed” peygamberi müjdeleyen İsa (A.S.)’dan sonra tam altı asır geçmişti. İnsanlar, tekrar Hak’tan batıla döndüler.
Putları ilah edindiler, Allah’a eş koştular. İçki içtiler, kumar oynadılar, haramlar ile yaşamayı şeref saydılar. Kadınları, kumar bilmeyenle evlenmez oldular. Tefecilik ve faizcilik yaptılar, “Faiz tıpkı alış-veriş gibidir” dediler. Fuhuş ve zinayı doğal bir şey saydılar. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömdüler. Adaleti, ayaklar altına aldılar. Kâbe’yi erkekler çıplak; kadınlar ise şeffaf ince elbiselerle tavaf ettiler. Cahiliye düzenini yürüttüler, yöneten zorbalar oldular, kibirlendiler, israftan, isyandan sakınmadılar. İnsanlık bu halde iken; beklenen an gelip çattı. 10 Ağustos 610, 21 Ramazan Pazartesi gecesiydi. Bir ses, Ya Muhammed; ALAK 1-5: “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti” diyordu. Bu ayetler; yeni bir fethin ve kurtuluşun habercisiydi. 14 yıllık bir mücadelenin sonunda Medine’ye hicret edildi. Bedir, Uhud, Hendek, Hudeybiye, Hayber, Mute derken Hicretin 8. yılında bir Ramazan ayında, büyük bir “fetih” yürüyüşü başlatıldı.

FETİH 

Cenabı Allah’ın FETİH 1: “Biz sana apaçık bir fetih ve zafer sağladık” sözüyle müjdelediği fetih. Mekke’nin Fethi. Bu yürüyüş, Medine’den Hicretin 8. yılında, 10 Ramazan Pazartesi günü, (1 Ocak 630) başlatılmış oldu. Yürüyen ordu 12 bin kişilik bir ordu idi. Mekke’ye 16 km kala konakladılar ve 12 bin ateş yaktılar. Bu ateşlerin etkisiyle “Ebu Süfyan” Müslüman oldu. Ve İslam ordusu Mekke’ye girdi, Putlar yıkılırken: “Hak geldi, batıl zail oldu, şüphesiz batıl yok olmağa mahkûmdur.” “Hâk geldi, artık batıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir” ayetleri okunuyordu. Ve böylece tevhidin merkezi, bütün putlardan temizlenmiş oldu. Faizci cehalet düzeni yıkıldı, yerine Adil Bir Düzen kuruldu. 1400 yıl insanlar Adil Düzen ile yönetildi.

MODERN CAHİLİYE

Şeytan boş durmuyor. Dünyada ABD, AB, Siyonizm ve işbirlikçilerinin öncülüğünde yeni bir cehalet düzeni kuruldu. Faiz, içki, kumar, haram yemek, zina, geçmişte toplumların helakine sebep bütün sapık ilişkiler, taharetsizlik hâkim kılındı. İnsanlık yeni bir fethe muhtaç hale gelmiştir. Günümüzde yeniden fetih hareketini Milli Görüş-Saadet Partisi temsil ediyor. Çünkü Milli Görüş; Mekke’yi fetheden görüştür. Selam hidayete tabi olanlara…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder