13 Ocak 2021 Çarşamba

KURANDA DÜNYANIN ŞEKLİ

 Yerin yaratılıp düzenlenmesiyle ilgili Kur’an’da yer alan “mehd=beşik, sath=düz satıh, firaş=sergi” gibi ifadelerinden, yerin düz bir tepsi gibi olduğu şeklinde anlayanlar olmuştur. Tabii ki, bu anlayış daha önceden var olan Yunan felsefesinin bir uzantısıdır.

Fakat Kur’an’da yerin düzenlenmesiyle ilgili Naziat suresinin 30. ayetine “Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı.” şeklinde meal verilmektedir. Ancak, “döşeme” sözcüğüyle ifade edilen kelimenin Arapça aslı “Deha”dır. Bu kelime, “udhiyye/udhuvve” kökünden gelmektedir ki, deve yumurtası anlamına gelip yuvarlaklığı ifade etmektedir. Aynı kökten gelen “medha” kelimesi deve kuşunun yumurtasını bıraktığı yuva anlamına gelir. Deve kuşu yumurtası, tam yuvarlak olmayıp elips şeklindedir.

İşte, bu ayette kullanılan “deha” kelimesi, diğer ayetlerin müteşabih manalarını açıklığa kavuşturmaktadır.

Şunu da unutmamak gerekir, yerküresinin yuvarlaklığı, onun “döşek, sergi, beşik” olma özelliğine aykırı değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Tarih boyunca uzun yıllar Dünya’nın düz olduğu düşünülmüştür. İnsanın uzaya adım attığı ve uzay boşluğundan Dünya fotoğrafları çekerek yuvarlak olduğunu ispatladığı günümüzde bile, Dünya’nın düz olduğuna inananlar bulunmaktadır.

Şüphesiz ki herkes istediği şeye inanmakta özgürdür. Bununla birlikte, Dünya’nın yuvarlak olduğuna dair bazı işaretleri Kuran’da bulabiliyoruz.

“Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor.” (39:5)

Bu ayetteki “sarmak” olarak çevrilen kelimenin aslı, Arapça’daki “yükevviru” kelimesidir. Bu kelime, dilimizdeki “küre” kelimesi ile aynı kökten geliyor olup, Arapça’da yuvarlak bir nesne üzerine bir başka nesneyi sarmak anlamında kullanılır. Örneğin; başa sarık sarma fiili “yükevviru” ile ifade edilir.

Seçilebilecek onca kelime arasından bilhassa “yükevviru” kelimesinin seçilmiş olması, Dünya’nın yuvarlak olduğuna dair işaretin zamanı gelince keşfedilmek üzere Kuran’a gizlenmesi olarak yorumlanabilir.

“Ey cinler ve insanlar topluluğu! Göklerin ve yeryüzünün çaplarını aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa aşıp geçin. Ancak üstün bir güçle geçebilirsiniz.” (55:33)

Bu ayette, çap kelimesi çoğul olarak kullanılmıştır. Bunun arkasındaki hikmet ise, Dünya’nın tam bir küre olmaktan ziyade geoid (yani üç boyutlu elips) şeklinde olmasına işaret eder. Mükemmel bir küre, tek bir çapa sahip olacaktır. Kürenin neresinden ölçersek ölçelim, aynı çap değeriyle karşılaşırız. Ancak; bir geoidi ele aldığımızda durum böyle değildir. Geoidin neresinden ölçtüğümüze bağlı olarak, farklı bir çap değeriyle karşılaşabiliriz.

Bu ayette çap kelimesi çoğul kullanılarak, Dünya’nın geoid şeklinde olduğuna dair bir işaret bırakılmıştır.

“Siz ey haşri inkar edenler: Düşünün, sizi yeniden yaratmak mı zor, yoksa gök alemini mi? İşte bakın: Allah onu nasıl da sağlam bina etti! Allah onu direksiz yükseltti ve kusursuz işleyen bir sisteme bağladı. Gecesini karanlık, gündüzünü parlak şekilde açığa çıkardı. Sonra da yeryüzünü yayıp yuvarlattı. Oradan sularını, otlaklarını çıkardı. Dağlarını oturttu.” (79:27-32)

Yeryüzünü yayıp yuvarlatmaya istinaden kullanılmış olan Arapça kelime “deha”dır. Bu da, çok net bir şekilde yuvarlaklık ifade eder. Üstelik; yumurtaya benzer bir yuvarlaklık ifade eder. “Deha” kelimesiyle aynı kökü paylaşan pek çok Arapça kelime, yumurta ve yumurtlamakla ilgilidir.

Dünya’nın yuvarlak olduğu henüz ispatlanmış olmasa da, Kuran’ın indiği dönem öncesinde bunu tahmin eden bilim insanlarının olduğu bilinmektedir. Buna karşılık; şeklinin tam yuvarlak olmadığına ve daha çok elips / yumurta formunda olduğuna bu kadar net işaretlerle dikkat çekilmiş olması, Kuran’ın kaynağının insan olmadığı yönünde düşündürücü işaretler arasındadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder