12 Aralık 2020 Cumartesi

dijital köleliğe ve diktatörlüğe hayır

 Bu makalemizle yetkili ve sorumluları uyarmak, onlara da yardımcı olmak istiyoruz.

2018-Davos’ta Yahudi tarihçi Harari’nin beyanları:

 *”Önümüzdeki dönemde bedenimizi ve zihnimizi yeniden inşa etmenin yollarını bulacağız.

 *Bugün sadece bilgisayarlara değil, organlara da müdahale edebiliyoruz. Onları da ‘hack’ ediyoruz. Artık insanı da ‘hack’ edebilmek için gerekli veriye ve cihaza sahibiz.

 *Bu çağ bir ‘dijital diktatörlük’ yaratabilir.

 *Verinin kontrolü bir ‘elit’ grubun insan bedenine hükmetme yeteneğiyle yaşamın geleceğine karar vermeye yönelebilir.

 *Organik yaşamdan inorganik yaşama sürükleniyoruz.

 *Gelecek iki yüz yıl sonra insanların özelliği değiştirilerek, dönüştürülerek insan yerine, insandan başka bir varlık türü ortaya çıkacaktır.

 *Hack edilecek tek şey bilgisayarlar değil; asıl hedef insan bedeni ve beynidir.

 *Ülkem İsrail, Batı Şeria’da dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir takip sistemi inşa ediyor. İnsanların her alanda her adımını kontrol etmeye çalışıyor. Çin, Kuzey Kore ve ABD de öyle.

 *Yarın bir akıllı bileklik takmaya mecbur kalacağız.

 *En büyük çelişkileri de sağlık alanında yaşayacağız. İnsanlar mahremiyetlerinden vazgeçecekler.”

BİLL GATES: “Dünya nüfusunun %10-15’i aşılarla azaltılabilir. Soykırım bir zarurettir.”

AZİZ SANCAR: “ Covid-19 laboratuarda grip virüsünün güçlendirilmiş halidir. Virüsü bulaştıran Çin, aşısız virüsü yenen Çin, dünyaya aşısını satan yine Çin. DSÖ bu sistemin kurucularının maşasıdır. Onların uygun gördüğü ilaçları kullanıyoruz. Sizi ilaçlar, aşılar değil, bağışıklık sisteminiz korur. Doğal beslenin. Kimyasallardan uzak durun.”

Prof. Dr. OKTAY SİNANOĞLU: (2015’te Hamza Yardımcıoğlu ile röportajında) “Birkaç akraba şirketin; para, enerji, sağlık (ilaç, aşı) yanında ‘gıda’yı da kontrol ettiğini, -tohumların, hayvanların, insanların genlerinin değiştirilerek- dünya nüfusunun %20’lere indirilmesi için ilaç ve aşıların birer araç olduğunu, ülkelere/hükümetlere bunun için baskılar yapıldığını...” ifade etmişti.

Prof. Dr. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA: “Bir tarafta politikacılar, bir tarafta ilaç endüstrisi, bir tarafta devletlerden daha güçlü adamlar tıbba musallat oldular. Bu koronavirüs salgınıyla iş iyice çığırından çıktı. Bu kesimlerin tıbba verdiği zararları ortadan kaldırmanın mümkün olmayacağını düşünüyorum. Tıp can çekişiyor...”

Saadet Partisi Milletvekili ABDULKADİR KARADUMAN: (03 Aralık TBMM’deki “gündem dışı” konuşması) “2018’de aşıya itiraz edilmesin, rızaları alınmaksızın zorunlu olsun, uymayanlar da cezalandırılsın diye kanun teklifi verilmiş, komisyonda. Uygun zamanı bekliyor.

Bill ve Melinda Gates Vakfı, Gıda ve Tarım Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığımız protokol imzaladılar. GDO’lu gıdalarla ilgili aleyhteki söz ve yazılar yasaklanmak isteniyor. O da uygun zamanda yasalaştırılmayı bekliyor. Bu aşı çalışmalarıyla dünya nüfusunun %10-15 düşürülmesinin amaçlandığı açıklandı.”                                  

Prof. Dr. GÜLÜMSER HEPER: “Bu aşılarla insan, insan olmayacak.”

İtalyan Dr. ROBERTO PETRELLA: “Bu bir kitle imha olayıdır.”

Alman Dr. CLAUS KÖHNLEİN: “Korona öldürmüyor, tedavisi öldürüyor.”

Öncelikle şu gerçeği belirtelim: Kâinatta hiçbir şey Allah Teala izin vermeden olamaz. O (c.c.) yarattığı kâinatta her şeyde her an tasarruftadır... (Rahman/29). Yaprak bile O’ndan habersiz düşmez (En’am/ 59). İblis de firavunlar da O’ndan izinsiz isyan/inkâr edemezler... (Enbiya/29, Naziat/24). İlahlık taslayamazlar.

Kendilerini “elit” gören azgın bir grup, dünyaya meydan okuyor. İnsanlığı tehdit ediyor. Hz. Musa’dan (A.S.) sonra Tevrat’ı tahrif/tağyir ederek ondan kendi ırklarının elit/efendi/üstün öteki ırkların (tüm insanların) da kendilerine köle olarak yaratıldığına ve kölelerin yönetiminin kendilerine verildiğine inanan sapkın bir din/ideoloji üreten zihniyet, Siyonizm’dir. Siyasi, dini, ideolojik bir çılgınlık, sapkınlık geçmişte birçok savaşların, ihtilallerin, devrimlerin perde arkasındayken, artık öyle bir aşamaya gelmiştir ki, bozgunculuğunu açıkça yaparak dünyaya meydan okuyabilmektedir. Hedef, “Kudüs merkezli dijital diktatörlük”/”tek dünya devleti”. Elindeki para, medya, bilim araçlarını ideolojisi yönünde sömürerek, dünyanın enerji, sağlık (ilaç), gıdasını da kontrol edebilecek aşamaya gelmiş, şeytanın danışmanlığıyla/yol göstermesiyle ilahlık/rablik/tanrılık taslayacak kadar azgınlaştırmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder